Sahne korkusu, birçok müzisyen, konuşmacı ve sanatçının karşılaştığı doğal bir duygudur. Kalabalığın karşısında performans sergileme baskısı, yoğun stres ve anksiyete yaratabilir. Ancak müziğin kendisi, bu korkuyu aşmada güçlü bir araç olabilir.

Müzik, zihni yatıştıran ve bedeni gevşeten frekanslar içerir. Özellikle klasik müzik, ambient sesler veya doğa tınıları sahne öncesi nefes çalışmalarıyla birlikte dinlenirse, kalp atışı ve solunum düzene girer.

Birçok profesyonel sanatçı, sahne öncesi rutinlerinde müziği kullanır. Kendi ses kayıtlarını dinlemek, güveni artırırken tanıdık melodilerle duygusal bağ kurmak, stresi azaltır.

Meditatif müzikler eşliğinde yapılan gevşeme teknikleri, performans öncesi kas gerginliğini azaltır. Derin nefes eşliğinde dinlenen ritmik yapılar, zihinsel odaklanmayı artırır.

Ayrıca prova esnasında müzikle hayali sahne canlandırmaları yapmak, beynin gerçek performansa hazırlanmasını kolaylaştırır. Bu teknikler sahneye adım atıldığında bedenin tanıdık hisler üretmesine yol açar.

Unutulmamalıdır ki sahne korkusu tamamen yok edilemez, ancak yönetilebilir. Müzik ise bu yönetimin en yaratıcı ve doğal yollarından biridir.